21.10.2010

hayat

irvin yalom

kimsenin seyretmediği bir hayat yaşamaktan kötüsü olamaz.

amacınız öyle bir hayat sürmek olmalı ki, bundan beş yıl sonra dönüp geriye baktığınızda pişmanlık duymamalısınız.

insan kırkındayken, yirmi beşinde anlayamayacağı şeyleri hisseder.

hayata değer vermenin yolu, başkaları için şefkat duymanın yolu, her şeyi en derin şekilde sevmenin yolu, bu yaşantıların sonunda kaybolacağının farkında olmaktır.

ne kadar olasılığın yolunu kapatırsanız hayatınız o kadar küçük, kısa ve önemsiz görünür.

ödev, adap, sadakat, fedakarlık, özgecilik, kibarlık; bunların hepsi de insanı uyutmaya yarayan ninnilerden başka bir şey değil; hem de öyle bir uykuya yatırıyor ki kimse bu uykudan uyanamıyor, uyansa da ancak yaşamının sonuna geldiği an oluyor bu. işte o an, insanın hiç yaşamamış olduğunu öğrendiği an oluyor.

insanın kendi yaşam planını yalnız ve yalnız kendisinin yapabileceği içgörüsüne sahip olmak olağanüstü zor, hatta dehşet vericidir.

hayat tam bir sürtük; ama zevkli de.