12.10.2015

kadının ışığı

romain gary

her şey geçer, her şey kırılır, her şey yorulur.

yaşam oldukça umut vardır.

hangi andan başlayarak mutsuz bir kadın olmaktan çıkıp orospu olur insan?

bugün belki orospuların daha fazla konuşmaya hakları vardır ve onların azizelerden de çok daha fazla söyleyecek şeyleri vardır.

gerçek yetenekler için hiç bu kadar zor bir dönem olmadı. artık ölçüt diye bir şey yok. şimdi hükmünü süren basitlik. ama gelecek o günler. sanat her zaman beklemesini bilmiştir.

yaşamın yakamızı bıraktığı bir gerçektir ve buna da hep "rastlantı" adı verilir. rastlantı kimi zaman gerçek bir boktur.

hayatıma o kadar çok kadın girdi ki neredeyse hep yalnız kaldım. çok, hiç kimse demektir.

sevişmeden sonra kravat bağlamak hep kaba bir davranıştır.

psikoloji her tür olasılık bakımından zengindir. yok edilemez kombinasyonlar. aldatmaya izin vardır. eklemek, çıkarmak ve parçalarla doldurmaya izin vardır. bütün atılımlar kabul edilir ve insan her zaman kendi kendisine karşı oynar. çünkü her ne kadar parçalar ve kombinasyonlar sonsuzsa da tek bir kraliçe vardır: suçluluk. ne var ki psikoloji olmasa hayvanlaşırdık. hayvanlar eğlenmelidir.

yalnızlık çökertmişse, insan sahteyi gerçekten nasıl ayırabilir?

insan her zaman sandığından daha pistir.

yaşamın her zaman vereceği bir şeyler vardır. mutsuzluğa saygılı olmak için hiçbir sebep yoktur. hiçbir. belki artık mücadeleye devam etmek için gerekli olan ve körleşme adı verilen bu yüce aydınlığı yakalayamıyorum.

bir dostu bırakıp gitme hakkına sahip değilsek artık dostluktan söz edilemez.

insan nerede yaşıyorsa orada umutlanır.

doğa karşısında öyle zaferler kazandık ki havasızlıktan boğulmanın asıl nefes alma biçimi olduğunu ilan edebiliriz gayet güzel bir biçimde. bağımsızlığın tek insani değeri, bir değişim değeridir. insan bağımsızlığı yalnız kendine saklarsa yalnızlık yıllarında büyük bir hızla çürür.

yaşamda otomatik pilot yoktur. son sözü söyleyen her zaman sürekliliktir. gerisi yalnızca geçip gidiyor.

kimi zaman duyarlılığı öldürmek yaşamsal bir sorundur.

insan bir kez umutsuzluğa düşünce herhangi bir şeye inanmaya hazırdır.

önsezilere inanmam; ama uzun zamandır inançsızlıklarıma olan inancımı da yitirdim. "inanmıyorum artık" gibi kesinlemelerden daha aldatıcı bir şey yoktur.

yaşam her zaman savunur kendisini.

insanın kendisi yardıma muhtaçken bir başkasına yardım edebilmesi olağanüstü bir şey.

insan yaşama sebebini kaybedince; ama gene de yaşamaya çalışırsa, suçlu hisseder kendisini.

genel sözlere sığınmak her zaman daha kolaydır.

ben inançlı bir insan değilim: tanrı-maymunların ön tasarılarda bulunduklarına inanmıyorum. bunun için hayvanat bahçesine gidip onların soyundan gelenleri kafeste görmek ve onların herhangi bir şey olduklarını anlamak yeterlidir. ve sonra zaman zaman muz vardır. bizi devam etmeye cesaretlendirmek için küçük bir şey atarlar.

hepimiz yenilmek için doğduğumuzu biliriz; ama gene biliriz ki hiçbir şey hiçbir zaman bizi yenmeyi başaramamıştır ve başaramayacaktır.

hava karanlık ama kaygısız değil; çünkü aydınlık bu mücevher kutusunda her zaman daha güzeldir.

yaşamdaki bütün başarıların kaçırılan başarısızlıklar olduğunu kim söylemiş, anımsamıyorum.

bir insana bağlanmıyordum, belli bir insan düşüncesine bağlanıyordum ve iş, sonunda artık insanlıkla hiç ilgisi olmayan bir şeye varıyordu. bayrak için hurra, onur için hurra. ama bu artık yaşam değildi. yapay solunum insanı yaşama geri döndürebilir; ama bu bir yaşama biçimi olmaz.

beyaz saçlara, olgunluğa, deneyime, öğrenilen her şeye, yenilmiş tüm şamarlara, sonbahar yapraklarının mırıldandıklarına güvenmemek gerekir; yaşamın bizi gerçekten isteyerek getirdiği bir duruma kanmamak gerekir. dokunulmamıştır, hep oradadır ve inanmaya devam eder.