ahlak kural arayışıyken etik sadece değer arayışıdır. etik olmadan ahlak boş bir sistemdir. ahlak karşılığı olan "moral" sözcüğü latince "moralis" yani örf-adet kökünden gelir ve yaşamdaki ödevleri tanımlar; etik ise yunanca "ethos", yani "karakter" kökünden gelir ve insanın değer üretme özelliğini betimler. buna göre, insan neyi neden yaptığını bilmeden ahlaki kurallara uyabilir; oysa etik davranmak için değer bilgisi şarttır. örneğin "kimseyi öldürmeyeceksin" demek başkadır; "yaşamak en temel insan hakkıdır" demek başka. ahlakın çıkış noktası olumsuzdur; yasak ve sınır koyar; etiğin çıkış noktası ise olumludur; değer arar. bu nedenledir ki insan hakları dediğimiz şeyi ahlaktan değil sadece etikten türetebiliriz. sanat da sırasında örf ve adetlere uymayabilir; hatta yasaklara karşı bile çıkabilir; ama etik değer üretmediği zaman sanat olmaktan çıkar; çünkü ahlak belli bir anda hayatı kuşatan kurallardır; halbuki hayat sürekli akmaktadır. edebiyat ahlakın iyi/kötü ikilemleriyle kısıtlanmama ayrıcalığına sahiptir; çünkü etik ile estetik arasında içkin bir bağ vardır; ahlakın ise estetikle böyle bir bağı hiç olmamıştır.
3.11.2015
etik vs. ahlak
nilüfer kuyaş
ahlak kural arayışıyken etik sadece değer arayışıdır. etik olmadan ahlak boş bir sistemdir. ahlak karşılığı olan "moral" sözcüğü latince "moralis" yani örf-adet kökünden gelir ve yaşamdaki ödevleri tanımlar; etik ise yunanca "ethos", yani "karakter" kökünden gelir ve insanın değer üretme özelliğini betimler. buna göre, insan neyi neden yaptığını bilmeden ahlaki kurallara uyabilir; oysa etik davranmak için değer bilgisi şarttır. örneğin "kimseyi öldürmeyeceksin" demek başkadır; "yaşamak en temel insan hakkıdır" demek başka. ahlakın çıkış noktası olumsuzdur; yasak ve sınır koyar; etiğin çıkış noktası ise olumludur; değer arar. bu nedenledir ki insan hakları dediğimiz şeyi ahlaktan değil sadece etikten türetebiliriz. sanat da sırasında örf ve adetlere uymayabilir; hatta yasaklara karşı bile çıkabilir; ama etik değer üretmediği zaman sanat olmaktan çıkar; çünkü ahlak belli bir anda hayatı kuşatan kurallardır; halbuki hayat sürekli akmaktadır. edebiyat ahlakın iyi/kötü ikilemleriyle kısıtlanmama ayrıcalığına sahiptir; çünkü etik ile estetik arasında içkin bir bağ vardır; ahlakın ise estetikle böyle bir bağı hiç olmamıştır.
ahlak kural arayışıyken etik sadece değer arayışıdır. etik olmadan ahlak boş bir sistemdir. ahlak karşılığı olan "moral" sözcüğü latince "moralis" yani örf-adet kökünden gelir ve yaşamdaki ödevleri tanımlar; etik ise yunanca "ethos", yani "karakter" kökünden gelir ve insanın değer üretme özelliğini betimler. buna göre, insan neyi neden yaptığını bilmeden ahlaki kurallara uyabilir; oysa etik davranmak için değer bilgisi şarttır. örneğin "kimseyi öldürmeyeceksin" demek başkadır; "yaşamak en temel insan hakkıdır" demek başka. ahlakın çıkış noktası olumsuzdur; yasak ve sınır koyar; etiğin çıkış noktası ise olumludur; değer arar. bu nedenledir ki insan hakları dediğimiz şeyi ahlaktan değil sadece etikten türetebiliriz. sanat da sırasında örf ve adetlere uymayabilir; hatta yasaklara karşı bile çıkabilir; ama etik değer üretmediği zaman sanat olmaktan çıkar; çünkü ahlak belli bir anda hayatı kuşatan kurallardır; halbuki hayat sürekli akmaktadır. edebiyat ahlakın iyi/kötü ikilemleriyle kısıtlanmama ayrıcalığına sahiptir; çünkü etik ile estetik arasında içkin bir bağ vardır; ahlakın ise estetikle böyle bir bağı hiç olmamıştır.