14.07.2013

günlükler

paul klee

umarım amacıma çok çabuk ulaşmam; çünkü amaca ulaşmak kadar eleştirel bir şey yoktur.

bir kadına ancak ona acıdığım için yalan söylerdim. ama kadınlar sahte duyguları nedeniyle yalan söylerler.

ilham perisi acemiliği teselli ederek ödüllendiren; ama ders çalışmayı, özellikle de matematiği hiç sevmeyen bir fahişe gibi.

güneş sisi besleyip büyütür; sis de yükselip güneşle savaşır.

biraz mizah her şeyin üstesinden gelebilmeli.

akşam, göz kamaştırıcı alevlere gözlerini sürer de hiçbir yere gizlenerek yalan söylemez.

fırtınadaki dalgalar gibi insanları kovalayan nedir? onları kim kovalıyor, hangi rüzgar bu? onları kovalayan kendi arzularının rüzgarı. ama onların arzuları ne kadar da anlamsız!

cinsel çaresizlik, sapık canavarları doğurur.

insan kendi tarzını, başka bir şey yapamadığı zaman bulur.

sanatsal gelişimin keyfi, enerji kazanımı olarak not edilebilir; çünkü böylesi bir özgürleşmenin yolu zaman zaman dikenlidir.

insan, güzelliği yalnızca ifadenin özgünlüğünde görmeyi öğreniyor ve yetenekli birinin ancak ilerde yaşayabileceği şeylere bir önsezisi olduğunu görüyor; bu demektir ki, en güçlü duygular en ilkel olanlardır.

fotoğraf çok iyi. gerçeğin kendisi bile daha büyük bir etki yapamaz.

anne sevgisi en yüce duygudur.

ben hakikati severim; benim kalbim, kendisiyle oynanmayacak kadar asildir, inançlıdır.

demokrasi, yarım yamalak eğitimiyle aslında kitsch olanı besliyor. sanatçının gücü tinsel olmalı. ancak çoğunluğun gücü maddidir. ara sıra bu dünyaların buluştukları yerde rastlantı vardır yalnızca.

deneyimli el çoğu kez akıldan daha üstündür.

sanatta en iyisi, her şeyin bir kez söylenmesi ve her defasında da en yalın haliyle söylenmesidir.

burası ile orası arasında, dün ile bugün arasındaki sınırda terazi olmak ne büyük bir yazgı.

sanat yaratılış gibidir; birinci gününde de, sonuncu gününde de geçerlidir.

insan, ayağı yeniden yere basıp yürümeye başlayınca, iç dünyası kendine gelinceye, zaman ve mekan bilinci yeniden düzene kavuşuncaya kadar, gideceği yere hiç ulaşamayacağını sanıyor.