artık tanımıyorum geceyi, ölümün korkunç bilinmezliğini
bir yıldız donanması demir atıyor kalbimin limanına
ey nöbetçi, akşam yıldızı, kayalık tepelerinde ben
günün doğuşunu bildirirken beni düşleyen
bir adanın üzerinde esen gök mavisi meltemin
yanı başında parıldayasın diye sen
ikiz gözlerim yelken açtırıyor sana kalbimin
gerçek yıldızıyla sarmaş dolaş; artık tanımıyorum geceyi
artık tanımıyorum adlarını beni yadsıyan evrenin
deniz kabuklarını okuyorum, yapraklarla yıldızları
nefret gerekmiyor bana gökyüzü yollarında
beni yeniden gözleyen bir düş değilse eğer
yaşlı gözlerle yürürken ölümsüzlük denizinin kıyısında
ey akşam yıldızı, altın ateşinin kemeri altında
artık tanımıyorum geceyi yalnızca geceyse eğer