1.08.2010

şehir

konstantinos kavafis


"bir başka ülkeye, bir başka denize giderim" dedin
"bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet
her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya
-bir ceset gibi- gömülü kalbim
aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede
yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede"

yeni bir ülke bulamazsın, bir başka deniz bulamazsın
bu şehir arkandan gelecektir. sen aynı sokaklarda
dolaşacaksın gene. aynı mahallede kocayacaksın
aynı evlerde kır düşecek saçlarına
dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. başka bir şey umma
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de

geceyarısı ansızın duyarsan
eşsiz ezgilerle, naralarla
görünmeyen bir alayın geçtiğini
boş yere ağlama, talihin döndü
hiçbir iş başaramadın, her düşün boş çıktı diye
nicedir hazırmış gibi, bir yiğit gibi
veda et ona, o iskenderiye'ye
hele kendini aldatmaya kalkma, deme ki
bir düştü bu, belki yanlış duydum
böyle boş umutlara kapılacak kadar alçalma
nicedir hazırmış gibi, bir yiğit gibi
böyle bir şehre layık olan sana yaraşırcasına
kararlı adımlarla yaklaş pencereye
duygulanarak dinle; ama korkakların
yanıp yakılmalarıyla değil
son bir kez doya doya dinle o sesleri
o gizli alayın eşsiz çalgılarını
sonra veda et ona, yitirdiğin iskenderiye'ye