2.02.2009

kadın

safveti ziya

hissiz kadınlar bana mevcut değillermiş gibi gelir. bir kadının en büyük meziyeti hassaslık, ince kalpliliktir. doğrusu hissiz kadınları nefrete değer bulurum.

bazı kadınlar görüldüğü dakikadan itibaren sevilirler; çünkü bazı kadınlar bazı erkekler tarafından çıldırırca sevilmek için yaratılmışlardır. sanki o kadınların sevgisi o biçarelerin kalbinde uyanan ilk sevda hissiyle beraber doğmuştur. birlikte vücuda gelmiştir.

genç kızların yerleşmiş hiçbir tabiatları yoktur. onlar için her gün, her saat yeni bir şey hazırlar. bugün neşeli, yarın mahzundurlar. şimdi hayattan bezgin görünürlerken biraz sonra hayata dört elle sarılırlar. her defasında da "ne yapalım, tabiatımız böyle!" diyerek kendilerini anlatmak isterler. sözün kısası, genç kızlar saygıya ve sevgiye değer oldukları kadar sakınılacak, çekinilecek varlıklardır. başkalarına karışmam; fakat ben onlardan pek korkarım.

bazen, aynı tuvaleti giymiş iki kadından birinde fevkalade bulduğumuz şeyler diğerinde dikkatimizi çekmez. bunun sebeplerini teferruatta aramak lazımdır.

namuslu kadınlarla aşüfteler arasında sürekli bir çekişme, karşılıklı bir nefret vardır ki son bulması imkansızdır ve bu iki sınıf kadınları sonsuza kadar birbirlerine gizli bir gıptayla bakan birer hasım eder bırakır. tesadüf bu kadınları ne vakit birbirlerinin karşısına getirecek olsa bu rekabetin birincilerde tenezzül etmiyormuş gibi bir tecessüs halinde, ikincilerdeyse aşüfte tavırlar, mütecaviz bakışlar biçiminde ortaya çıktığı görülür.