11.10.2017

sanat

ernesto sabato

günümüzde sanat, bu gergin ve parça parça ayrılan sanat, aykırılığımızdan, kaygımızdan, mutsuzluğumuzdan doğuyor. sanat, bu narin soyun, adı insan olan kaygılı ve doymak bilmez yaratığın evrenle barışma girişimidir belki de. hayvanların böyle bir şeye gereksinmeleri yok: onlar yaşamakla yetiniyorlar. varlıkları içgüdüsel arzularıyla uyum içinde. kuşa birkaç tohum ya da kurtçuk, yuvasını yapabileceği bir ağaç kovuğu, uçacağı geniş alanlar yetiyor. yaşamı doğumundan ölümüne dek ne çıkarsa bahtına kabilinden bir ritimle akıp gidiyor, metafizik bir umutsuzluk ya da delilik gibi nedenlerle sarsılmıyor. oysa insan iki ayağının üzerine dikildiği ve karşılaştığı ilk sivri taşı balta yaptığından beri hem büyüklüğünün temellerini hem de sıkıntılarının kaynaklarını inşa ediyor. elleriyle ve elleriyle yaptığı aletlerle adı kültür olan o çok güçlü ve çok tuhaf yapıyı inşa ederken bir yandan da kendi kendini parçalıyor; çünkü artık bir hayvan olmamasına karşın ruhunun sandığı gibi bir tanrı da değil. o, hayvanların toprağıyla kendi tanrılarının göğü arasında yaşayan iki yönlü, talihsiz bir yaratık henüz, masumluk çağlarının yeryüzü cennetini kaybedeli çok oldu; ama ruhunun kurtarılışının ilahi cennetine de erişemedi. bu acılı, hasta ruhlu varlık kendine ilk kez varlığının nedenini soracak. böylece elleriyle, baltasıyla, ateşle, sonra bilimle ve teknikle kendisini asıl ırkından, zoolojik mutluluğundan ayıran uçurumu kazacak. kent, bu çılgın kariyerinin son durağı, gururunu ifade ediş biçiminin tepe noktası, yabancılaşmasının en uç düzeyi olacak. bu tatminsiz, kör ve biraz da deli yaratıklar gizem ve kan aracılığıyla o kaybettikleri uyumu bulmaya çalışacaklar, kendilerini çevreleyenden daha farklı bir gerçeklik çizecekler ya da yazacaklar, bu çizip yazdıkları gerçeklik fantastik ve çılgın; ama ilginçtir, gündelik gerçekliklerinden daha derin ve doğru olacak. böylece, herkes adına düş gören bu narin ve savunmasız varlıklar kendi bedbahtlıklarının üzerinde yükselerek ortak kaderin yorumcuları, hatta (acı çeken) kurtarıcıları olacak.