16.11.2008

şiirde uyak

vera tulyakova hikmet

bir keresinde, başarılı şairlerimizden kolya glazkov ile şiir uyaklı mı uyaksız mı olmalı diye gün boyu tartışmıştınız. sen [nazım hikmet] hiçbir şeyden bıkmadığın kadar usandığını söylemiştin uyaklı şiirden. glazkov ise şiirin uyaklı yazılmasından yanaydı. uzun süre tartışmış, bir sonuca varamamıştınız. geç vakit ayrıldığınızda ikiniz de hala kendi görüşünüzden ödün vermemiştiniz.

gece yarısına dek söylenip durmuştun. batı'da yenilikçi şiirlerin birebir çevirilerinden okunduğunu söylemiş, moskova'da kimse çağdaş şiir sanatından anlamıyor diye dert yanmıştın.

bir türlü çıkış yolu bulamadığınız konu üzerinde tüm gece düşündüğü anlaşılan kolya glazkov, sabahın köründe ilk metroya atladığı gibi kapımıza dikilmişti. uykusuzluktan şişmiş gözleri, ayağındaki tuhaf şalvarla dalmıştı içeri. eşikten adımını atar atmaz da zafer kazanmanın gücüyle bağırmıştı:

"kim ne derse desin, uyaksız şiir, saçsız kadına benzer!"

sen kızgın bir aslan gibi bir hamlede fırladın yataktan. yanıtın hazırdı:

"peki sen her tarafı saçlarla kaplı kadının nasıl olacağını gözünün önüne getirebiliyor musun?"