21.10.2013

yoksulluk

zygmunt bauman

günümüzde yoksullar, ürkütülmüş tüketicilerin kolektif "öteki"sidir. günümüzde yoksullar, sartre'ın in camera'sındakilerden çok daha somut biçimde ve daha büyük bir inançla, tüketicilerin tam ve gerçek cehennemi olan "ötekiler"dir.

yoksullardan söz edildiğinde kişinin aldığı dersler, kesinlikten, en kesin biçimde nefret edilen belirsizlikten daha fazla korkulması gerektiği ve günlük belirsizliğin getirdiği huzursuzluklara isyan etmenin cezasının hızlı ve acımasız olduğudur.

yoksulların görünüşü yoksul olmayanları zapturapt altında tutar ve hizaya sokar. böylece onların hayatlarındaki belirsizliği daimi hale getirir. onları dünyanın durdurulamaz "esnekleştirilmesine" ve kendi koşullarının artan güvenilmezliğine hoşgörü göstermeye ya da boyun eğerek katlanmaya yöneltir. bu görünüş onların hayal gücünü esir alır ve kollarını bağlar. farklı bir dünyayı tahayyül etmeye cesaret edemezler; ellerindeki dünyayı değiştirmeyi denemeyecek kadar da ihtiyatlıdırlar; ve bu durum sürdükçe, özerk, kendini yapılandıran bir toplum, demokratik bir cumhuriyet ve yurttaşlık şansı, abartmasız biçimde belirtmek gerekirse, az ve zayıftır.

bir köprünün taşıma kapasitesi en zayıf ayağının gücüyle ölçülür. bir toplumun hayat kalitesi, en zayıf üyelerinin hayat kalitesiyle ölçülür. ve ahlakın özü, insanların, başkalarının insanlığı için üstlendikleri sorumluluk olduğu için, bu, toplumun etik standardının da ölçüsüdür.

insan toplumunun yoksul olmayan kesimi, en yoksul kesimi aşırı yoksulluktan kurtarmadıkça kendi kuşatıcı korkusundan ve güçsüzlüğünden kurtulamaz.