16.10.2020

deniz

alphonse de lamartine

zaman, aynı diğer deniz gibi, kalıntılarımızla taşan bir denizdir.

kendini eserlerinde görmedikçe yaşadığını hissedemez insan. ruhun da beden gibi olgunluk, ergenlik dönemi geçirmesi gerekir.

şiir, aşkın doğacağı genç bir kalpten başka hiçbir yerde daha anlamlı, daha ahenkli olamaz.

ruh, sevdiğine içini dökmeye yetmeyen dudakların mırıltısı ve uykuya dalan bir çocuğun belirsiz seslerle kekelemesiyle, yalnızca bir defa tamamen bir başka ruha akar.

halkın vatanı içgüdülerinde, kahramanlığı duygularında ve dramı bakışlarındadır. akılda kalan büyük yıkımlar ve güzel ölümlerdir.

emek ve cesaretle yeniden satın alabileceği şeylerin uğruna gözyaşı dökmemeli insan.

güzellik duygusunun; bizim gökyüzümüzün altındakinden daha canlı ve hayatın yalnızca aşk olduğu iklimlerde, giyim kuşam lüks değildir kadınların gözlerinde. bu onların ilk ve neredeyse tek ihtiyacıdır.

şairler dehayı uzaklarda ararlar, oysa o yürektedir.

şiir, bütün tutkuların önsezisi gibidir. daha sonra, hatıralarına ve matemine dönüşür. böylece hayatın iki uç döneminde ağlatır şiir; gençleri ümitle, yaşlıları pişmanlıkla.