5.02.2013

nabız

julian barnes


insan, kendi varoluşu üzerine derin derin düşünebilen, kendi ölümünü tasavvur edebilen ve orgazm taklidi yapabilen tek yaratıktır.

şakalar ciddi olmanın iyi bir yoludur. çoğu kez en iyi yol.

erkekler basit yaratıklardır.

"bir yerde okumuş olmasalar hiç aşık olmayacak insanlar vardır."

sanattan anlayan herkes sanat yapıtının düşlediği şeyi hiçbir zaman ele geçiremediğini bilir. sanat her zaman eksik kalır ve sanatçı da, yaşam felaketinden bir şeyler kurtarmak şöyle dursun, bu şekilde çifte bir başarısızlığa mahkum olur.

erkekler seksten, kadınlar aşktan söz ederler.

aşk, kıskançlık olasılığı bulunmaksızın var olamaz. eğer talihliysen, bunu hiçbir zaman duymayabilirsin ama eğer bunu duyma olasılığı, kapasitesi yoksa, o zaman aşık değilsindir.

ıstırap çekmek soylu kılar.

her küçük şey bir fark yaratır. ama her büyük şey daha büyük bir fark yaratır.

daha iyi ya da daha kötü, mutlu ya da perişan, başarılı ya da dikiş tutturamamış kişiler olabiliriz ama bu daha geniş kategoriler içinde, bizi biz yapan şey, genetik olarak nasıl tanımlandığımıza karşıt olarak kendimizi nasıl tanımladığımız, "beğeni" diye adlandırdığımız şeydir. gerçek beğeni, asli zevk, çok daha içgüdüsel ve düşünceden uzaktır.

aile füze gibidir, patlaması ve insanları radyasyona maruz bırakması her zaman olasıdır.

aklın kapıları bloke edildiğinde anlayış yine de işlemeyi sürdürür.

kuş asla yalan söylemez.

"kendini mahkemede temsil eden adamın yerinde müvekkil değil bir ahmak vardır."

yaşamda karşılaşılan büyük şaşkınlıklar sıklıkla edebiyatın klişeleridir.