13.01.2014

hakikat yolu

melih cevdet anday

son günlerde din adamlarımıza bir hamaratlık geldi, maşallah, sokaklar mübarek dergilerle dolup taşıyor. geçen gün bunlardan birini aldım, adı "hakikat yolu." perşembe günleri çıkıyor. yani müslüman haftasının sonunda. kapağına bir göz attım, ne göreyim! "kuran-ı mübinde elektrik bahsi". derginin öteki sayısını da aldım. a.. "kuran-ı mübinde uçan kale ve mazot". demek biz dinimiz üzerinde gerçekten bilgisizmişiz. elektrik, uçan kale, mazot.. bütün bunlar kuran'da varmış da biz bilmiyoruz. nasıl mı?

"allah-ü nurussemavati.."

bütün bilgi bundan ibaret. bu ayetteki nur, elektrik anlamına geliyormuş. peki ya uçan kale ile mazot? cenabı hak, yüzyıllarca önce, süleyman peygamber'e rüzgardan intifa hakkını ilham etmiş. o da tahtı ile, saltanatı ile uçmuş. süleyman peygamber, bu işi "aynelkıtır" kullanarak başarmış. aynelkıtır, mazot demek.

doğrusu kızdım. madem bunu biliyorlardı, önceden söyleselerdi de uçan kaleyi biz yapıverseydik, iyi olmaz mıydı? ama belki de "kuran-ı mübinde bütün bunların işaretleri var; iş bu işaretleri çözmede" diyecekler. eskiden dincilerimiz, "müsbet bilimler, sanatlar.. hepsi iyi; ama din olmayınca ahlak olmaz" derlerdi. şimdi işi daha da ileri götürmüşler: müsbet bilimlere filan da lüzum yok; hepsini kuran'da bulursun. acaba bu dergiyi çıkaran şemsettin yeşil efendi hazretlerinden rica etsek, kuran-ı mübinde atom bahsini bulur mu? bir de bakmışınız, atom bombasının sırrını biz de öğrenivermişiz. ama dikkatli olmalı, amerikalılar bunu duyarlarsa dünyadaki bütün kuran'ları (hafızlarla birlikte) satın alır, amerika'da bir tröst kuruverirler. ondan sonra ayıkla pirincin taşını; artık yıllarca fizik, kimya, matematik öğreteceğim, öğreneceğim diye didin dur.