15.08.2012

din

marquis de sade

dini ilkeler kesinlikle hiçbir şeye dayanmazlar ve asla doğuştan değillerdir.

anlaşılması en güç şeyin en önemli şey olduğuna aklı başında insanları nasıl oldu da ikna edebildik, diye soracaksınız. onları müthiş korkutarak; çünkü insan korktuğunda artık akıl yürütemez; çünkü bu insanlara özellikle kendi akıllarından sakınmaları öğütlendi ve insanın bir kez aklı karıştığında her şeye inanır ve hiçbir şeyi incelemez. tüm dinlerin iki temeli cehalet ve korkudur.

cennet dogmasına da cehennem dogmasından daha fazla inanmayalım: her ikisi de insanların görüşlerini zincirleme ve egemenlerin despotik sultası altında insanı boynu eğik tutma iddiasındaki dinsel zorbaların acımasız icatlarıdır.

cehennem ateşi onlar üzerinde etkili olamaz. tanrı'nın maddi bir ateşin ruhlar üzerinde etkide bulunabilecek şekilde davrandığını, bu ruhları besin olmadan yaşatacağını ve varlıklarını sürdürmelerini sağlayacağını, yanıcı madde olmadan ateşi sürdürebileceğini söylemek, tek garantisi teologların aptalca hayalleri olan ve dolayısıyla ancak onların aptallık ya da kötülüklerini kanıtlayan olağandışı varsayımlara başvurmaktır.

herhangi bir hareketin nedeni bizim irademizdir. bir hareketin bizim içimizde yaratacağı sonucu bilmiyorsa tanrı fikri ne iğrençtir! eğer biliyorsa onun suç ortağıdır ve ona rıza göstermektedir. bizim irademiz daima bazı hareketlerin ardından geldiğinden, tanrı bizim irademizle iş birliği etmek zorundadır; dolayısıyla o baba katilinin kolundadır, kundakçının meşalesindedir, fahişenin amındadır.