#para etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#para etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17.10.2022

sefahat

balzac

ben âşığımı rakibemin yatağı yerine bir çukurun dibinde görmek isterim.

zaman çılgınlıklarımızı sorgulayabilir ama mutluluk bizi hoş görecektir.

hastalıktan ölmek yerine, son nefesimi aşk yaparken vermeyi yeğlerim.

tanrı'nın yarattığı insan türüne büyük bir saygı duyduğum söylenemez. bana milyonlar verseniz hepsini harcarım, gelecek için bir kuruşunu saklamak aklımdan bile geçmez.

yüreğim yalnızca hayattan zevk almak ve saltanat sürmek için çarpar.

toplum yaptıklarımı onaylayıp sefih yaşamımı sürdürmem için kaynak sağlamıyor mu? yüce tanrı neden bana her sabah, akşam harcayacağım parayı gönderiyor? bizim için neden düşkünler yurtları inşa ediyorsunuz? bizi yaralayanı ya da canımızı sıkanı seçmemiz için iyiyle kötünün arasına yerleştirmediğine göre, eğlencenin, sefahatin yer almadığı bir yaşam sürmem ahmaklıktan başka ne olabilir ki?

kendi dertlerime ağlamak yerine, onların sıkıntılarına gülmeyi yeğlerim.

cebimizdeki altın sayesinde, çevremizde her zaman için kendimizi huzurlu hissetmemizi sağlayacak duyguları yaratabiliriz.

erdem! onu çirkinlere ve kamburlara bırakıyoruz. zavallılar, o olmasaydı başka neye sığınacaklardı?

tüm hayatını nefret ettiğin birine adamak, sonunda seni terk edip giden çocuklar yetiştirmek, yüreğinizi parçaladıklarında, onlara, "teşekkürler!" demek; işte kadınlardan beklediğiniz erdemler bunlar. dahası özverisini mükafatlandırmak, onu daha fazla kullanabilmek için ona daha büyük acılar çektiriyorsunuz, karşı koyarsa, onu tehdit ediyorsunuz. mümkün olduğunca özgür yaşamak ve hoşlandığın kişiyi sevmek ve genç ölmek, işte benim için mutlu bir yaşamın anlamı bu!

mutluluklarımı acılara karıştırmak yerine hayatımı iki kısma ayıracağım: mutlu ve keyifli olacağım bir gençlik ve henüz öngöremediğim ama bunların bedelini kabulleneceğim bir yaşlılık.

24.09.2022

cimri

balzac

cimriler öbür dünya hayatına inanmazlar, önemli olan şimdiki hayattır onlar için. bu düşünce, içinde yaşadığımız dinsiz zamanlara acımasızca ışık tutar; çünkü günümüzde para, eski çağlardan çok topluma, geleneklere ve yasalara egemendir. kitaplar ve kurumlar, insanların eylemleri ve doktrinleri, hepsi birden, toplum yapısının bin sekiz yüz yıldan beri oluşturduğu gelecekteki yaşama karşı inancını ortadan kaldırmak üzere birleşmişlerdir. artık mezar fazla korkulmayan bir geçiş yoludur. bir zamanlar bizi ölü duasının ardında bekleyen gelecek, şimdiki zamana taşınmıştır.

haklı ya da haksız yollarla lüks, gösteriş ve zevkten oluşan bir dünya cennetine ulaşmak, dünya keyiflerinin hatırı için eti çürütmek, yüreği taşlaştırmak; bir zamanlar azizlerin sonsuza kadar mutluluk umuduyla şehitliğe katlanmaları gibi yaygın bir tutku haline gelmiştir şimdi! bu, çağımıza damgasını vuran ve her şeyde görülen bir tutkudur. yasalar bile, yasa koyucunun eleştirel yeteneğini değil, para kazanma gücünü araştırıyor; yasa koyucuya "ne düşünüyorsunuz?" diye değil, "ne kadar ödeyebilirsiniz?" diye soruyor şimdi. bu doktrin burjuvadan halka geçtiği zaman ülkemizin durumu ne olacak?

bir cimrinin ömrü sürekli olarak, bütün insan yeteneklerini kendi kişisel çıkarları için kullanmaya çalışmakla geçer. cimri, yalnızca iki duyguya önem verir: gururu ve kendi çıkarı. ama çıkarı gururuna somut, elle tutulur bir destek, gerçek üstünlüğünün sürekli kanıtı olduğundan; gururu ve çıkarı için uğraşması bir bütünün, bencilliğin iki yüzüdür. cimrilerin ustalıkla gösterdikleri aşırı merakın nedeni belki de budur. bütün insanca duygulara saldıran, onları özetleyen bu insanlara herkes pamuk ipliğiyle bağlıdır. tutkusuz insan nerede; toplumumuzda hangi tutkuya parasız ulaşılabilir?

cimri, kuzuyu şişmanlatır, sonra kapatır, öldürür, pişirir, yer ve aşağılar. cimriler para ve nefretle gelişirler.

başat tutkular zamanla güçlenir. gözlemcilere göre yaşamlarını egemenlik kurma düşüncesine adayan bütün insanlar, bir cimri ya da yalnızca tutkulu bir kişi olsunlar fark etmez; düş kurma yeteneklerinin bütün gücünü tutkularının bir simgesine bağlarlar.

1.08.2019

avm

charles bukowski

alışveriş merkezlerini sevmiyorum. alışveriş merkezlerinde olmaktan hoşlanmam. orada oturup mermer fıskiyeyi seyredersin, bir karınca geçer ya da bir tür böcek can çekişmektedir önünde, bir kanadı hareketli diğeri hareketsiz. yabancısındır. iki üç kişi sana buz gibi bakar, sonra garson gelir nihayet, kirli külotunu bile koklatmaz sana; ama kazulet karının tekidir ve bunun farkında bile değildir. istemeye istemeye siparişini alır. bir kola, sıcak ve bükülmüş bir kâğıt bardakta getirir kolayı, canın kola filan çekmiyordur aslında, içersin, böcek hâlâ can çekişmektedir, otobüs hâlâ gelmemiştir, mermer fıskiye toz kaplıdır. her şey yapaydır, anlıyor musun? tezgâha gidip bir paket sigara almak istesen biri gelene kadar beş dakika geçer, oradan çıktığında dokuz kez tecavüze uğramış gibi hissedersin kendini.

26.08.2018

bilim

valerie solanas

"yüksek" eğitim sistemimizin katılığı, sıkıcılığı, pahalılığı, zaman tüketiciliği ve adaletsiz dışlayıcılığı bir sürü potansiyel bilim insanının bilimsel kariyerden uzaklaşmasına yol açar.

kendi konumlarını kıskançlıkla korumaya çalışan güvensiz profesyoneller, soyut bilimsel kavramları yalnızca çok seçkin birkaç kişinin kavrayabileceği yönündeki propagandayı yayar.

şu anda öyle bir veri serveti var ki, düzenlenip bağlantılandırılsa kanserin ve daha birçok başka hastalığın tedavisi mümkün olacak ve büyük bir ihtimalle hayatın anahtarı bulunacaktır. ama bu veriler o kadar büyüktür ki bunları hepsinin bağlantılandırılması çok yüksek hıza sahip bilgisayarları gerektirir.

para sisteminin yeni ürünlere karşı doymak bilmez bir ihtiyacı vardır.

şu anda ortalardaki az sayıda bilim insanı arasından, ölüm programları üzerinde çalışmayanların çoğunluğu, büyük işletmeler için araştırma programlarında çalışmaktadır.

para sistemi, yaratıcılığı en az olan bilim insanlarına yöneliktir. bilim insanlarının çoğu, en azından görece zengin ailelerden gelir.

14.04.2014

cimri

balzac

bir cimrinin ömrü sürekli olarak, bütün insan yeteneklerini kendi kişisel çıkarları için kullanmaya çalışmakla geçer.

cimri, yalnızca iki duyguya önem verir: gururu ve kendi çıkarı. ama çıkarı gururuna somut, elle tutulur bir destek, gerçek üstünlüğünün sürekli kanıtı olduğundan; gururu ve çıkarı için uğraşması bir bütünün, bencilliğin iki yüzüdür. cimrilerin ustalıkla gösterdikleri aşırı merakın nedeni belki de budur. bütün insanca duygulara saldıran, onları özetleyen bu insanlara herkes pamuk ipliğiyle bağlıdır. tutkusuz insan nerede; toplumumuzda hangi tutkuya parasız ulaşılabilir?

cimri, kuzuyu şişmanlatır, sonra kapatır, öldürür, pişirir, yer ve aşağılar. cimriler para ve nefretle gelişirler.

başat tutkular zamanla güçlenir. gözlemcilere göre yaşamlarını egemenlik kurma düşüncesine adayan bütün insanlar, bir cimri ya da yalnızca tutkulu bir kişi olsunlar fark etmez; düş kurma yeteneklerinin bütün gücünü tutkularının bir simgesine bağlarlar.

cimriler öbür dünya hayatına inanmazlar, önemli olan şimdiki hayattır onlar için. bu düşünce, içinde yaşadığımız dinsiz zamanlara acımasızca ışık tutar; çünkü günümüzde para, eski çağlardan çok topluma, geleneklere ve yasalara egemendir. kitaplar ve kurumlar, insanların eylemleri ve doktrinleri, hepsi birden, toplum yapısının bin sekiz yüz yıldan beri oluşturduğu gelecekteki yaşama karşı inancını ortadan kaldırmak üzere birleşmişlerdir. artık mezar fazla korkulmayan bir geçiş yoludur.

bir zamanlar bizi ölü duasının ardında bekleyen gelecek, şimdiki zamana taşınmıştır. haklı ya da haksız yollarla lüks, gösteriş ve zevkten oluşan bir dünya cennetine ulaşmak, dünya keyiflerinin hatırı için eti çürütmek, yüreği taşlaştırmak; bir zamanlar azizlerin sonsuza kadar mutluluk umuduyla şehitliğe katlanmaları gibi yaygın bir tutku haline gelmiştir şimdi. bu, çağımıza damgasını vuran ve her şeyde görülen bir tutkudur. yasalar bile, yasa koyucunun eleştirel yeteneğini değil, para kazanma gücünü araştırıyor; yasa koyucuya "ne düşünüyorsunuz?" diye değil, "ne kadar ödeyebilirsiniz?" diye soruyor şimdi. bu doktrin burjuvadan halka geçtiği zaman ülkemizin durumu ne olacak?