1.12.2014

acı

honore de balzac

acılarını belirtmelerine engel olan bir utanç vardır soylu ruhlarda. bunları haz dolu bir acımayla sevdiklerinden gururla gizlerler.

bütün üzüntülerimiz bizi midenin ortasından vurur. böylece yürekleriyle yaşayanlar mideden giderler. fazla keskin acılar sinir sistemini kışkırtır. bu aşırı duyarlık mide salgı bezini sürekli olarak zorlar. bu durum sürecek olursa, sindirimde ilkin fark edilmeyen düzensizlikler başlar: salgılar bozulur, iştah azalır, sindirimin bir saati öbür saatine uymaz; çok geçmeden, keskin acılar belirir, ağırlaşır, günden güne sıklaşır, midenin alt deliğinin çevresi sertleşir, burada bir katı şiş oluşur, ölüm de bundan gelir.

acı sonsuzdur; sevincinse sınırları vardır.

"biliniz ki bu dünyadaki hayat bir oyundur, vakit geçirmedir, boş bir görüntüdür, aranızda yaptığınız bir gurur savaşıdır, zenginliklerle ve çocuklarla kibirlenmedir. yağmura benzer bu dünyadaki hayat: bu yağmurun yeşerttiği bitkiler inançsız insanları heyecanlandırır; sonra da solar, sararır ve kuru ot haline gelir. bu dünyadaki hayat geçici bir zevkten başka bir şey değildir." (via david le breton)