8.12.2013

çiçeklerin meryem anası

jean genet

gerçeğe benzerlik itiraf edilemez nedenlerin yadsınmasıdır.

soyluluk saygı uyandırıcıdır. insanların en çok eşitlik yanlısı olanı bile, kabul etmek istemese de, bu saygıyla karşı karşıya kalır ve ona boyun eğer. soyluluk karşısında iki tutum olasıdır: alçak gönüllülük ya da büyüklenme. bunların ikisi de, soyluluğun gücünü açıkça kabul etmek demektir.

aşk, kanı kaynayanların yüreğine isa gibi gelir; aynı zamanda sinsice, bir hırsız gibi gelir.

aşk, daha beter tuzaklar kurar. en az soylu olan, en az rastlanılır tuzaklar. rastlantılardan yararlanır.

alexander pope: insana özgü şeylerin hiçliği öyle bir nitelik taşır ki, kendiliğinden var olan varlık dışında, var olmayan şey kadar güzel bir şey yoktur.

çekiciliği düşlerin arı olmayışından kaynaklanan insanüstü güzellik öyle güçlüdür ki, ansızın bizi kendi içine sokar; hem de bu öyle kendiliğinden olur ki, kendimizi ona "sahip olmuş" gibi hissederiz. (sözcüğün iki anlamında: onunla dolu olmak ve dıştan bir görüş içinde onun üstünde olmak anlamında); öylesine salt bir biçimde kendimizi sahip olmuş gibi hissederiz ki, bu salt sahip olma içinde en ufak bir soruna yer yoktur. yılanlar, köpekler gibi kimi hayvanlar bakışlarıyla bizi salt varlıklarının sahibi yaparlar. göz açıp kapayıncaya kadar onları "biliriz" ve o derecede ki, bilenin onlar olduğunu sanırız; bundan da dehşetle karışık bir kaygı duyarız.

casusa benzeyen bir casus kötü bir casustur.

şiir, gerilmiş, bir destekle sağlamlaştırılmış iradenin kimi zaman çok yorucu bir çabasıyla elde edilmiş bir dünya görüşüdür. şiir, iradeye bağlıdır, istemlidir. bir bırakma, duyularla serbest ve bedava giriş gibi bir şey değildir; kösnüllükle karışmaz; ama kösnüllüğe karşı çıkarak, örneğin, cumartesi günleri, odaları temizlemek için koltukları, kırmızı kadife kaplı sandalyeleri, yaldızlı aynaları, mavi masaları çok yakındaki yeşil çayıra çıkardığınızda doğar.

bir başka erkeği düzen bir erkek, iki kez erkektir.

en masum sözcükler, en zararlı olan sözcüklerdir; bunlardan sakınmak gerekir.

herkes, her ne pahasına olursa olsun yazgıdan daha kurnaz olmak ister.

bir insanın büyüklüğü yalnızca yetilerine, zekasına, ne olursa olsun yeteneklerine bağlı değildir: bu büyüklük, aynı zamanda insanı kendilerine dayanak olması için seçen koşullardan oluşur. bir insanın büyük bir yazgısı varsa o insan büyüktür; ama bu büyüklük gözle görülebilir, ölçülebilir türden bir büyüklüktür, dışarıdan görülen görkemdir. içeriden görüldüğünde belki acınacak gibidir; ama o zaman da şiirseldir; eğer şiirin görünürle görünmeyen arasında bir kopma olduğunu kabul ederseniz.

insanda yürek kaldıkça, her şey bitmiş değildir.