7.02.2013

entelektüel sorumluluk

noam chomsky

farz edelim üniversitede okuyan veya gazeteciliğe başlamış; hatta dördüncü sınıf öğrencisi genç bir insansınız ve fazla bağımsız bir zihniniz var; yani entelektüel sorumluluğunuzu yerine getirmeye başladınız. sizi bu hatadan saptıracak, eğer denetim altına alınamıyorsanız marjinalleştirecek ve bertaraf edecek çok çeşitli yöntemler vardır. dördüncü sınıfta davranış problemleri olan biri olarak görülürsünüz. üniversitede sorumsuz ve yoldan çıkmış biri olarak görülür ya da iyi bir öğrenci sayılmazsınız. eğer öğretim üyesi olmayı becerebilirseniz "meslektaşlık" denen şeyi, yani meslektaşlarınızla uyuşmayı başaramayan biri olarak görülürsünüz. eğer genç bir gazeteci iseniz ve sizin üstünüzde yönetim seviyesinde insanların, üstü kapalı ya da açık olarak, peşine düşülmemesi gerektiğini düşündükleri bir hikayenin peşinde koşuyorsanız, karakola yollanıp bu işi etraflıca düşünmediğiniz ve uygun tarafsızlık standartlarına sahip olmadığınız vs. türünden nasihatler alabilirsiniz. çeşitli yöntemler vardır. özgür bir toplumda yaşıyoruz; dolayısıyla gaz odalarına yollanmazsınız. ya da birçok ülkede olduğu gibi ardınızdan ölüm mangaları yollanmaz. bunu görmek için çok uzağa gitmenize gerek yok, mesela meksika'ya gitmek yeter. ancak yine de, doktriner doğruluğun ciddi bir şekilde ihlal edilmemesini sağlayacak oldukça başarılı yöntemler vardır.

diyelim ki devreye girdiğinde dünyayı havaya uçuracak bir kıyamet makinesi var. bunun nasıl durdurulacağını bilen tek kişi var; ama bunu bize söylemiyor. ondan bu bilgiyi almanın tek yolu ona işkence yapmak. bu şartlar altında işkence kabul edilebilir mi? siz de "bu şartlar altında evet" dersiniz. iyi ama bu durumda işkenceye karşı değilsiniz?! burada "kaygan zemin argümanı" dediğimiz bir şeyin içinde bulursunuz kendinizi.

diyelim ki ölüm döşeğindesiniz. kaç kişi geriye dönüp baktığında, bir kişinin dahi öldürülmesini engellemekte katkım oldu diyebilir?