11.08.2012

devlet

zygmunt bauman

harita üzerinde hayali bir hat çizilir. sonra da buna devlet sınırı adı verilir. silahlı insanlar sınırı aşan yetkisiz hareketleri savuşturmak için sınır boyunca nöbet tutarlar. bu insanlar, herkesin onları yetkili kişiler -hattı kimin geçip kimin geçemeyeceğine karar verme hakkı olan kişiler- olarak tanımalarını sağlayan üniformalar giyerler. onlar, sınırlarını korudukları devletin başkentinde bir yerlerde oturan başka otoritenin temsilcileri, aracılar olarak davranırlar. işte kimin sınırı geçmeye yetkili olduğuna ve kimin durdurulup geri çevrileceğine iradi olarak karar veren bu uzak otoritedir. bu otorite ilk kategoriye giren insanlara pasaport verir ve ötekileri tanımlayan yasaklı insanlar listesi oluşturur. bu otorite tüm otoritelerin yaptığını yapar: özellikleri hiçbir biçimde karşılıklı dışlayıcı olmayan ve birbirlerinden sonsuz biçimlerde farklılaşan (ve birbirlerine benzeyen) büyük sayılarda insanları kesin olarak, birbirini karşılıklı dışlayan iki takıma ayırmaya çalışır. işte iradesini hayata geçirmekle meşgul böyle bir otoritenin ve çok sayıdaki aracının sürekli gözü açıklığı sayesinde belli bir insan topluluğu devlet uyrukları olarak kapasitelerini birleştirerek devletin kararsız kimliğini korurlar. kişi bu topluluğa ya aittir ya da değildir; üçüncü bir ihtimal, ara statü, belirsizlik yoktur.

bir yandan milletin herhangi bir doğal olgu kadar nesnel ve somut bir gerçeklik ve tarihin bir hükmü olduğu söylenir. öte yandan ise bir güvensizlik içindedir: birlik ve bütünlüğü sürekli tehdit altındadır; öteki milletler üyelerini avlama ya da kaçırma gayreti içindedir; bozguncular sinsice saflar arasına sızmaya çalışır. millet kendi varlığını savunmalıdır; doğal olmasına doğaldır ama hala sürekli bir uyanıklık ve çaba olmaksızın varlığını sürdüremez. böylelikle, milliyetçilikler normal olarak milletin korunması ve sürekliliği için güç -baskı uygulama hakkı- talep ederler. devlet gücü bu iş için biçilmiş kaftandır. devlet gücü, baskı araçları üzerinde tekel anlamına gelir; ancak devlet gücü tek tip davranış kuralları dayatmaya ve herkesin uyması gereken yasalar yürürlüğe koymaya muktedirdir. bu yüzden, devletin meşruiyeti için milliyetçiliğe ihtiyaç duyduğu kadar, milliyetçilik başarısı için devlete ihtiyaç duyar. milli devlet bu karşılıklı çekimin ürünüdür.

devlet tarafından bir gizlilik stratejisi uygulanır. devlet kurumları tarafından uyrukları hakkında son derece ayrıntılı bilgi toplanır, işlenir ve saklanırken, devletin kendi eylemleri hakkındaki veriler, ifşası ceza getiren devlet sırrı sınıfına girer. devletin çoğu uyruğu bu gizlere erişemezken, gizlilik perdesini açma hakkı olan az sayıda insan diğerleri üzerinde ayrı bir üstünlük kazanmış olur.