19.11.2011

her şey farklı olmalıydı

uwe timm

gramer temelinde ağırlıklı olarak birinci çoğul şahıs -biz- kullanılırdı ve her şey farklı olmalıydı, öylesine bir şey değil, yüksek ücret, düşük vergi gibi değil, farklı bir yaşam olmalıydı, insanın kendisinin belirlediği, özgür, kendine özgü, deneyimlere açık, sadece hesap yapan akla tabi değil, kendini açma cesareti, zayıflıklardan da, acılardan da gurur duyabilmek, kendine özgü, başka bir dünya, yavan olmayan, kayıtsız olmayan, birileri acı çekerken birilerinin mutlu olması haline göz yummamak, yeni bir dünya kurmak, her şeyi yıkmak ve yeniden kurmak, her şeyi gözden geçirmek, sadece tartışarak, konuşarak değil, eylemden haz duymak. bir yok etme mantığı üzerine, insanların, hayvanların, kaynakların yok edilmesi üzerine kurulu bu toplumu daha barışçıl, daha adil bir başka toplumla değiştirmek. bütün bunların bu kadar içi boş görünmesinin nedeni ne? şimdi, bugün? niçin gülüyorsunuz? yalansız bir yaşam, uzlaşmasız yaşamak, dünya bunlara o kadar yabancı ki, herkes küçük, pis uzlaşmalara boyun eğiyor, sürekli uzlaşmaya zorlayan ve bir de bundan gurur duyan bir toplum. haz duymak her zaman başkalarının haz duymasından da haz duymak demekti. bu başlangıçta böyleydi, sonra küçük kadrolarla dünya devrimi üzerinde çalışıldı. küskün, karanlık bir dönem. dünya devriminin tek, adil, doğru yolu için grupların birbirleriyle mücadeleye girmesi. 68'de olağanüstü hal yasaları parlamentoda oylamaya sunulacağı sırada eğitim sistemi protesto edildi ve üniversiteler işgal edildi. ama bu sadece bir işgal değildi, geleneksel eğitim sistemine alternatif bir karşıt model sunulacaktı. seminer salonlarında ve amfilerde çalışma grupları toplanıyordu. üçüncü dünya ülkelerindeki özgürlük hareketleri üzerine, demokratik bir psikiyatri üzerine, muhalif bir kamuoyunun olanakları üzerine, sistemle uzlaşan ve sistemi eleştiren bilimsel yöntemler üzerine konuşmalar yapılıyor, tartışmalar açılıyordu; sürekli bir geliş-gidiş vardı; çünkü dışarıda üniversitenin camekanlı avlusunda işgal sosisler, biralar ve devrim şarkılarıyla kutlanıyordu, arada bir konuşmalar yapılıyor, bir müzik grubu çalıyor, dans ediliyordu.