1.10.2011

imam-hatip okulları

ilhan selçuk

imam-hatip okulu öğrencilerinin %99'u anadolu'nun fakir aile çocuklarıdır. öğrenim programlarının ağırlığı bellerini bükmüştür. çoğunun zengin istidadı toprak altındaki hazineler gibi içlerine gömülü kalır. kendilerine eğitimde eşitlik imkanı verilseydi, bu çocuklar, en iyi okullarda okutulmuş olanları fersah fersah geride bırakıp memlekette en önde gelen kişiler olacaklardı. şimdi nasiplerine düşmüş olan köy imamlığına razı olacaklar, razı olmakla da kalmayacak, başka işler yapmak için politikaya zorlanacaklardır.

hangi politikaya zorlanacaklar? gayet açık: kendilerinden sonra yetişecek fakir köylü kardeşlerinin de nasipsiz, yoksun ve çorak kalmaları için adaletsiz düzenin olduğu gibi sürmesi gerekmez mi? bu düzendeki sömürücüleri baştacı edenlerin ellerinde yetişen imam-hatip okulu öğrencileri, memleketin iktisadi gerçeklerinden uzak kalacaklardır. kendilerine aşılanan öğrenimin temel ilkesi:

"hakikatlere giden yol, akıl yolu değil şeriat yoludur."

ve akıl yolunu kapayıp da şeriat yolunu seçen imam-hatip öğrencisi sömürücü takımının aleti olmak için yetiştirilecektir. oğullarını, kızlarını gavur mekteplerinde okutup dans eden, flört eden, sosyete dedikodularında başrole çıkanlar, elbette bu durumun sürmesini isteyecek:

"memlekete din diyanet gerek efendim, daha da imam ve hatip yetiştirmeli" diye bağıracaklardır.

imam-hatip okulu öğrencileri eğlenemeyecekler, dans edemeyecekler, kızlarla arkadaşlık edemeyecekler, gençliklerini futbol topundan bile uzak geçirecekler; ama bütün bunları en ala tarafından yapan ve kendi çocuklarına yaptıranların politikasına alet olacaklardır. kırık, ezik ve bezgin bir hayatın, yılmışlığın, dövülmüşlüğün psikolojisinde yaşarken zaman zaman hırslanacaklar, kendilerine din düşmanı gibi tanıtılanlara diş bileyecekler, islam'ı ve tanrı'yı savunduklarını zannederek şairlere ve yazarlara:

"komünistler!" diye kızacaklardır.

imam-hatip öğrencileri memleketin iktisadi konularına kafa yormak ve bütün islam dünyasının niçin bu kadar geri kaldığını çözümlemek zorundadırlar. fakir, geri ve köle insanların ülkesinde islamiyetin durumu nedir? iran'da petrol gelirini hristiyan kapitalistleriyle kırışıp kendi halkını geri bırakanlar kimlerdir? kuveyt'ten başlayarak bütün arap dünyasında hristiyan kapitalistleriyle ortaklaşarak kendi halkını sömüren ve kendi kaynaklarını yabancılara peşkeş çekenler kimlerdir? petrol davasında yabancıların türkiye'deki temsilciliğini kimler benimsemiştir? madenlerimizi yabancılara peşkeş çekmek için kimler tertiplere girişmişlerdir? dava, nereden kazanıldığı soru işareti gibi zihinlere takılan paralarla iftar verip halk çocuklarının gözlerini bağlamak değildir. dava, türkiye'nin kurtuluşu için gerçekleri ortaya döküp konuşmaktır.