11.10.2010

devlet

marquis de sade

devletlerde öyle ahlaksızlıklar vardır ki asla telafi edilemezler.

yasalar tek tek şahıslar için değil genel için yapılmıştır, kişisel çıkar genel çıkarla her zaman çelişki içinde olduğundan bu yasalar da çıkarla sürekli çelişki içindedir. toplum için iyi olan yasalar toplumu oluşturan bireyler için çok kötüdür; çünkü, bu yasalar bireyi korudukları ya da güvence altına aldıkları andan itibaren onu rahatsız ederler ve yaşamını esir alırlar.

eşitsiz karakterdeki insanların eşit yasalara boyun eğmesini istemek korkunç bir adaletsizliktir: birine uyan yasa diğerine kesinlikle uymaz.

özellikle ölüm cezası vahşetine tamamen son verilmelidir; çünkü insan yaşamına kasteden bir yasa uygulanabilir bir şey değildir, haksızdır, kabul edilemez. özü gereği soğuk olan yasa acımasız cinayet eylemini insanda meşrulaştırabilecek tutkulara açık olamaz; insan bu eylemi bağışlatacak izlenimleri doğadan alır, doğaya her zaman karşıt duran ve ondan hiçbir şey almayan yasa ise, tersine, aynı sapmalara izin veremez.

ölüm cezasını ortadan kaldırma gereğinin ikinci nedeni suçu asla önlememiş olmasıdır; çünkü her gün idam sehpasının dibinde yine suç işlenmektedir. bu cezayı ortadan kaldırmak gerekir; çünkü bir insanı öldürdü diye bir başkasını öldürmekten daha kötü bir hesap olamaz; çünkü bu işlemin sonucu, kaçınılmaz olarak, bir yerine aynı anda iki kişinin öldürülmesi olmaktadır ve böyle bir aritmetiğe ancak cellatlar ya da aptallar aşina olabilir.