27.08.2008

bitpazarı

nihat genç

bitpazarı, numune hastanesi'nin tam karşısında, hergele meydanı denilen mevkide, ankara'nın yıkık, dökük, geçilemeyen dar sokakları, kullanılmayan köhne evleri içinde. olur olmaz şeylere para vermeyeyim diye üstüme sadece taksi parası aldım, daha girişte hacı taşan'ın eski kasetlerini bulunca, eve yürüyerek dönmek zorunda kaldım. çok soğuk ve çok yıpranmış, üst üste yığılmış binlerce pantolon, ceket, ayakkabı, artık elbise fırçası değil, zımparayla temizleniyorlar. hepsi ihtiyar ve karışık sakallı satıcılar! inanmayacaksınız, geceliği beş yüz bin liraya dahi otel var burda. satıcıların incecik kaburga kemiklerinden farksız küçük tahta tezgahları! kurum ve toz toprakla kararmış tüm camları! eski evlerin tahtaları paramparça! bitmeyen bir gürültü! en tenha sokakları dahi incik cincik dolu, odun kömürcüsünün içinde cd satışları! bitpazarlarının yalnızlık duygusuyla derin ilişkisi var. yalnız ihtiyarların çöp evlerini düşünün, yalnızlık duygusu derinleştikçe arama duygusu hızlanır. bin bir gece masalından felsefeye, psikiyatrinin tüm kavramlarına, her kalpten bir kırık var burda; umut, bekleyiş, sabır, biriktirme, şans, tesadüf! gel ankaralı, gel! şekli şemali hiç değişmeyen bitpazarı, tüm tarihe ve tüm uygarlığa hiç değişmeyişi ve hiç gelişmeyişiyle meydan okur. yaşlı bir kocakarının hala çalımlı bakışlı entarisini orda bulursunuz. modayla, dampingle, promosyonla, büyük hastalıklar yaşayan modern piyasaya karşı bitpazarı yorgun ve inatçı tavrıyla hala dünyada ilk kurulan pazarların tadını neşesini getirir bize! bitpazarları, kayıp zamanların kayıp eşyalarını sunar bize. ölülerin eşyalarına bu denli rağbet, ürkütücü ve şaşırtıcı. alışveriş zarafetinin kovulduğu büyük pazarların, mağazaların aksine, alışverişin bir sanatçı zarafetiyle yaşatıldığı yerlerdir! burası gerçek ekonomi değil, ekonominin tiyatrosu! tiyatro hayatın sadizmini, bitpazarı acımasız ekonominin sadizmini yok eder. ekonominin yeraltıdır bitpazarı. acımasız piyasanın hala yaşayan vicdanıdır. onurumuz kırılmadan alışveriş yapacağımız tek yerdir. bitpazarında kötü yoktur. ne satıcı kötü, ne eşya kötü. ilahi bir sevimliliği vardır, piyasaların tapınağıdır bitpazarı. hayatlarımızın paryaları döndürür bu eski zaman değirmenini. eskiciler toplumun küçük bir klanı, kronik işsiz ve ayaktakımına en yakın insanlar. üç beş kuruşa eyvallah demeyen, mala tamahkar davranmayan, hızla alıp hızla elden çıkartan bu adamlar, akşama kalan maldan nefret eder, sokuverirler bir deliğe..

hiçbir işe yaramayan ama tutkuyla kapışılan bu nesneler nedir? hiçbir değeri olmayan ama aşkla çoğalttıkları bu eşyalar nedir? eşya mistisizmi! bulmanın, almanın, satmanın tarifsiz sevinci. tanrı, tarifsiz bir sevinçtir!

bitpazarı, kibir pazarıdır. herhangi birinin getirdiği mala iyi gözle bakmazlar. küçümser, önemsemez görünür, inanılmaz aşağılayıcı küçük paralar teklif ederler. satıcının yüzüne dahi bakmaz; ancak malı bir şekilde ele geçirince, o mal dünyanın en değerli eşyası oluverir. kimseye göstermek, satmak istemez, vurdumduymaz, burnu havada tuzu kuru pozlar içinde, mala dokundukça elleri titrer, ürperir. günü vakit vakit yaşarlar. malla aralarında bitmeyen ağır, koyu bir keder vardır. malın artık derin bir uykuyla ağırlaşmış gözlerini, kirli tırnaklarıyla çimcik çimcik deşip malın esrarını, markasını çözmek isterler.

kumarhaneye en yakın meslek eskicilik; dindar, tarikatçı kumarbazların yurdu. soyut kağıtların şansları değil, eşyalar işlevi ve anlamını o kadar yitirmiş, o kadar benzemezleşmiştir ki, bir saat dişlisi sinek ikiliye, bir eski ayakkabı pençesi maça üçlüsüne, bir eski telefon kabı o günü yenecek, hayat oyununu kazanacak, mutlu edecek kupa dörtlüye dönmüştür.

bitpazarlarının yalnızlık duygusuyla derin ilişkisi var. bitpazarları, kayıp zamanların kayıp eşyalarını sunar bize. alışveriş zarafetinin kovulduğu büyük pazarların, mağazaların aksine, alışverişin bir sanatçı zarafetiyle yaşatıldığı yerlerdir. tiyatro hayatın sadizmini, bitpazarı acımasız ekonominin sadizmini yok eder. ekonominin yeraltıdır bitpazarı. acımasız piyasanın hala yaşayan vicdanıdır. onurumuz kırılmadan alışveriş yapacağımız tek yerdir.

ne ararsan mutlaka bulacağın bir insan bohçası bitpazarı. bulmak, bulmak, sürekli bir bulmak sevinci yaşarız orda. bitpazarı içimizde şifrelenmiş umutların gerçeğe açılan kapıları.