13.07.2009

lord arthur savile'in suçu

oscar wilde

aktörler ne şanslıdır! tragedyada mı komedyada mı oynayacaklar, ağlatacaklar mı güldürecekler mi, gülecekler mi gözyaşı mı dökecekler, bunu kendileri seçebilirler. ama gerçek hayatta işler farklıdır. çoğu kadın ve erkek başa çıkamayacakları roller oynamaya zorlanırlar. guildensternlerimiz bize hamlet oynar, hamletlerimiz prens hal gibi komiklik yapmak zorunda kalır. dünya bir sahnedir; ama roller kötü dağıtılmıştır.

yaşayanlar her zaman altının kendilerine mutluluk getireceğine inanırlar.

çok güzel çiçeklerim var; ama en güzel çiçekler çocuklar.

mutlu olmaya vaktim yok. her zaman bana takdim edilen son insanı beğeniyorum; fakat genellikle insanları tanır tanımaz onlardan bıkıyorum.

ilginç olan hiçbir şey doğru değildir.

evlilik için doğru zemin karşılıklı yanlış anlamalardır.

ne fark ederdi ki? her savaşta birileri ölür, her dava için birileri canını verirdi; hayat ona zevk vermeyecekse, ölüm de yüreğine dehşet salmazdı. bırak kader ağlarını örsün. ona yardım etmek için yerinden bile kımıldamayacaktı.

koca dediğin çok cana yakın olmamalı. o zaman tehlikeli olur.

kocalar hiçbir zaman yeterince cana yakın olmaz.

banyodan çıktığında huzura kavuşmuş gibiydi neredeyse. içinde bulunduğu anın dörtbaşı mamur fiziksel koşulları ağır basmıştı, çok hassas ruhlar söz konusu olduğunda genellikle durum böyledir; çünkü duyular, ateş gibi, yakar yıkar ama aynı zamanda da arındırır.

ölüm, uykunun kardeşidir.

ben ayrıntı istiyorum. insanı ilgilendiren tek şey ayrıntılardır.

ah, nasıl da küçük şeylere bağlı aşk! bilge kişilerin aşk hakkında yazdıkları her şeyi okudum, felsefenin bütün sırlarına sahibim, gene de bir kırmızı gül yüzünden mahvoldu hayatım.

hakikaten de aşk harikulade bir şey. zümrütlerden daha değerli, güzel opallerden daha bulunmaz. inciler, kırmızı taşlar satın alamaz onu, pazarda da satılmaz. tacirlerden alınmaz, değeri altınla ölçülmez.

aşk hayattan daha değerlidir.

aşk en bilge felsefeden daha bilge, en güçlü güçten daha güçlüdür. alev rengidir kanatları, alev rengidir bedeni. dudakları bal kadar tatlı, nefesi tütsü gibidir.

ne saçmalık şu aşk denen şey! mantığın tırnağı bile olamaz; çünkü hiçbir şeyi kanıtlamaya yaramıyor ve insana hep gerçekleşmeyecek şeylerden bahsediyor ve insanı gerçek olmayan şeylere inandırıyor.