6.09.2009

tehlikeli masallar

ahmet altan

her kadında biraz orospuluk vardır.

iyi hazırlanmış bir cinayetten daha mükemmel tek şey varsa o da iyi kurulmuş bir romandır.

insanların en ilginç fikirleri aslında söylemeyip kendilerine sakladıkları fikirleridir. çocuklar ise hiçbir düşüncelerini kendilerine saklamazlar, hemen söylerler; onun için onlarla konuşurken daima ilginç bir şeyler duyabilirsiniz.

bazen, bambaşka nedenlerden söylenen çok sıradan bir cümle insanların ilişkilerini değiştiriverir; o cümlenin sihirli olduğunu da, ne o cümleyi bilmeden söyleyen fark edebilir ne de onu dinleyen.

niye her şeyin bir adı var; bir erkekle bir kadın arasındaki her şeye niye bir ad koymak gerekiyor?

kadınlarla erkeklerin arasındaki bazı konuşmalar uçurumun kenarından bir çiçek koparmak gibidir; yanlış bir sözcük söylerseniz bir utanç uçurumuna düşebilirsiniz; ama doğru sözcükleri seçebilirseniz hiç unutmayacağınız bir anınız olur.

kalabalıkların, insanların, sevişmelerin, maceraların içine atarsınız kendinizi, insanların hayat dediği garip bir girdabın içinde küçük bir ot parçası gibi kaybolmaya uğraşırsınız; bütün istediğiniz, korkunç bir ahtapot gibi size dolanan geçmişi ve o geçmişin ruhunuzu yakan acısını unutmaktır, unutursunuz da. geçmişi olmayan biri gibi güvenle evinize dönersiniz ve lambaları yakarsınız. geçmiş, evin yalnızlığına sarınmış kötü bir hayalet gibi oradadır.

en korkunç gerçekler, söylenmeye değmeyecek kadar basit olan bildik gerçeklerdir.

profesyonel orospularla amatörler arasındaki en büyük fark budur: profesyoneller iş sürdüğü sürece erkeğe kendisini hayattaki tek erkek zannettirmeyi başarırlar; amatörler ise tam tersini yaparlar, bütün ilişki süresince başka erkekler olduğunu hatırlatıp rekabeti kızıştırmaya çalışırlar.

bazen bir şeyden kuşkulanırsınız; ama neden kuşkulandığınızı bile tam anlayamazsınız, adını koyamazsınız kuşkunuzun; yalnızca bir şeyin ters olduğunu, olması gereken bir şeyin yerinde durmadığını ya da olmaması gereken bir şeyin orada durduğunu sezersiniz.