7.08.2009

tarih nedir?

edward hallett carr

friedrich engels: tarih bütün tanrıçaların aşağı yukarı en acımasızıdır; yalnızca savaşta değil, "barışçı" ekonomik kalkınma dönemlerinde de zafer arabasını arkasında ceset yığınları bırakarak sürer. biz erkekler ve kadınlar, ne yazık ki, gerçek bir ilerleme için hemen hemen oransız görünen acılar tarafından zorlanmadıkça, cesaretimizi toplamayacak kadar aptalızdır.

intihar, bireye açık olan tek yetkin özgür eylemdir; başka her eylem şöyle ya da böyle onun topluma üyeliğini işin içine katar.

lytton strachey: tarihçinin ilk ihtiyacı bilgisizliktir; basitleştiren ve açıklığa kavuşturan, seçen ve atlayan bilgisizlik.

r.g. collingwood: bütün tarih düşüncenin tarihidir. tarih, tarihi üstünde çalıştığı düşüncenin tarihidir.

michael oakeshott: tarih, tarihçilerin yaşantısıdır. tarihçiden başkası onu yapamaz. tarihi yapmanın tek yolu, onu yazmaktır.

john dalberg-acton: tarih, bizi yalnız başka zamanların uygunsuz etkisinden değil, kendi zamanımızın uygunsuz etkisinden, çevrenin tiranlığından ve soluk aldığımız havanın basıncından da kurtaran şey olmalıdır.

john dalberg-acton: insanın tarih görüşünde hiçbir şey, bireysel kişilerin esinlediği ilgiden daha büyük yanlışlık ve haksızlığa yol açamaz.

herbert butterfield: tarihi olayların doğasında tarihin akışını hiçbir insanın düşünmediği yönlere saptıran bir şey vardır.

herbert butterfield: tarihçi için tek mutlak, değişmedir.

goethe: dönemler çökerken, bütün eğilimler özneldir; öte yandan yeni bir çağın koşulları olgunlaşırken bütün eğilimler nesneldir.

tarih, genel olarak, insanların yapamadıklarının değil, yaptıklarının kaydıdır. bu bağlamda, ister istemez bir başarı öyküsü olmaktadır.