16.02.2009

emma

jane austen

bir kadının başka bir kadının arkadaşlığına karşı duyduğu ihtiyacı belki de hiçbir erkek anlayamaz.

eğer bir kız kendine evlenme öneren erkeğe evet mi, hayır mı diyeceğini bilmiyorsa, hayır demelidir. öyle ya, dünyaevine böyle bocalama, kuşku içinde girilmez. insan hiç düşünmeden kabul edebileceği erkeği beklemelidir.

shakespeare: gerçek aşkın yolu hiçbir zaman pürüzsüz değildir.

bazı kimselere ne kadar yardım ederseniz o kadar tembelleşir, her şeyi sizden beklerler. kendi kendilerine kalınca, ister istemez başlarının çaresine bakmak zorunda kalırlar.

tanışıklığın derecesini açıklamak her zaman hanımların hakkıdır.

görülecek kadar iyi olduğuma inanmadıkça, arkadaşlarımı görmekten zevk de almam.

neden bekledik sanki? neden aklımıza gelir gelmez yapmadık? karşımıza çıkan mutluluk anlarını hemen yakalamak gerek. uzun uzun hazırlanıp beklemek her şeyi bozuyor çok zaman.

sevecen bir yürekten daha cana yakın hiçbir şey olamaz. hiçbir şey bununla kıyaslanamaz. sıcak, yumuşak bir yüreğin yanı sıra sevecen, yalın bir davranış, bence berrak, işlek bir kafadan kat kat daha çekicidir.

evli bir kadının öyle çok sorumluluğu var ki! bu sabah kahya kadına yapılacak işleri anlatmak tam yarım saat sürdü.

hiç de sönük olmayan, hatta aslında cevherli olan kimselerde çekingenlik son derece çekici, insanı saran bir huydur.

adamı adam yapan şey, yedi dünyayla içli dışlı olmaksızın genelde yüce ve cömert yürekli olmasıydı. emma ancak böyle bir erkeğe aşık olabilirdi.

kalabalık kafile kendi eğlencesini yaratır.

kızların peşinden koşmayacak kadar işi başından aşkın erkekler, çoğu zaman kendi peşlerinde koşan kızların eline kalmazlar mıydı? bu dünyada eşitsizlik, tutarsızlık, nispetsizlik pek mi şaşılacak şeydi? rastlantıların ve durumların insan kaderine yön vermesi pek mi yeniydi?

zaman her yarayı iyileştirir.

insanların birbirlerine yaptıkları hemen hemen hiçbir açıklamanın tümüyle doğru olduğu söylenemez. hiçbirinin en ufacık bir ayrıntısının bile hiç maskelenmediği, azıcık olsun gerçeği saptırmadığı seyrek görülür, hem de çok seyrek.

bu işler zaten hep gizli tutulur, ta ki herkesin zaten bildiği anlaşılıncaya kadar.