10.01.2009

sefer

carlos fuentes

bir insanın dikkatleri kendisine çekmesinin en iyi yolu yokluğuna dikkat çekmektir.

insanlar özgür doğarlar; ama her yerde zincire vurulurlar.

bütün devrimler bireysel bilinçte başlar. bütün öteki şeyler oradan kaynaklanır.

özgür bir insanın sorumluluk duygusu, özgürlüğe inanmayan kişilerle işbirliği yapmasına izin vermez.

yeryüzünde kendimi yabancı bir gezegendeymiş gibi hissediyorum.

hiçbir şey eskisi gibi olamaz. biz köleler düne göre bugün daha çok köleyiz, daha yoksuluz, daha çok horlanıyoruz. efendiler daha küstah, daha acımasız, daha duyarsız.

adaletin amacı evrensel mutluluk değildir. ödüllendirilen işi mutlu olsun diye cezalandırılan kişi acı çeker. kural budur.

tek bir kötü kullanıma, ayrıcalığa son vermiş olmak bile devrimi haklı çıkarmaya yeter.

barış zamanı oğullar babaları gömer, savaş zamanı babalar oğulları.

insan ya gerçekten aptaldır ya da gerçekten akıllı.

düşüncelerini sınamak ve güçlendirmek için seninle çelişen şeyi destekle.

zaman mucizeler yaratıyor.

voltaire: aklın ışığı derece derece azalır.

ayrıcalık nessos'un gömleği gibidir; o gömleği parçalarken altındaki eti de parçalarsınız.

başkalarının ileri sürebileceği görüşleri dikkate almamak onları çok gücendiren bir şeydir.

yenilik adına yenilik çağdışılıktır.

değiştirmek istediğin toplum sana gerek kalmayacak kadar kusursuzlaştığı zaman kendini özgür hissedersin ancak.

karşılıksız aşk, aşkların en yoğunudur.

yeni dünyalar keşfetmek aşka yeni çiçekler sunmaktır.

birtakım şeyleri, sırası geldiğinde söylemek ya da yapmak üzere, hiç bilmeden bir kıyıda saklarız. onlar hep oradadırlar; ama bir bilmiyoruzdur ve şaşırırız.

tanrıya inanmak insanın hiç kaybetmeyeceği bir bahistir. tanrı varsa ben kazanırım. yoksa, zaten önemi yok.

senin özgürlüğünün içinde benim eşitliğimin yeri yoksa senin özgürlüğünden bana ne?

eşitlik olmadan bütün haklar bir masaldır.

yazılı olan gerçektir, biz de onun yazarlarıyız.

insan kişiliğindeki çelişkiler beni her zaman şaşırtacak.

biliyor musun, benim yaşadığım kasabada kör bir dilenci var, hep köpeğiyle dolaşırdı. bir gün köpek kaçtı ve adam görme gücüne kavuştu.

kötülük aklımızın sakladığı, düşünmek istemediği şeydir.

asıl günah, duyumsanan dünyayı manevi dünyadan ayırmaktır.

her şey yararsız, haince, gözdağı verici bir duruma geldiği zaman bizi birbirimize bağlayan tek şey sözdür. söz isa'nın son gerçekliğidir, aramızdaki uyanıklığıdır, bize gurura kapılmadan, "ben de o'nun gibiyim." deme olanağını veren şey..