21.11.2008

yürekteki ok

cevat çapan



kasırga nasıl sökerse
meşeleri kökünden
öyle sarsıyor yüreğimi aşk
(sappho)

batan gün her sabah yeniden doğar
ama bu bizdeki süreksiz ışık
bir kere söndü mü ötesi gece
(catullus)

ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları
kainat ne derindir, kalp ne kudretle çarpar
üstüne eğilirken ey akşamın pınarı
sanırdım ciğerimde kanın kokusu var
ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları
(charles baudelaire)

dudak dudağaydı soluğumuz ve göz göze
aynalarımız içinden birbirimize uzanmış
deniz hafifçe sallıyor sessizliğinin dibinde sözlerimizi
ve dalga alıp götürüyordu son anıyı
geçip giden ay görüverirse gecesinde
çakıl çarşaflarda yatan şu bitkin gövdeleri
(andre verdet)

bir yıldız ve bir damla gözyaşım
değdiler birbirlerine ve birden
bir tek damla oldular
tek bir yıldız
kör olup kaldım sevda ile
ve sevda ile kör olup kaldı gökyüzü
bütün evrendi -ne fazla ne eksik-
yıldızın kaygısı, gözyaşının ışığı
(juan ramon jimenez)

inci çiçeklerinin
solgun ıslak yapraklarınca suskun
yattı yanımda şafakta
(ezra pound)

kolayca açar beni en ürkek bir bakışın
parmaklar gibi kapamış olsam bile kendimi
sen hep yaprak yaprak açarsın beni, baharın
-dokunup ustaca, gizlice- açışı gibi ilk gülünü
(e.e. cummings)

öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm
orada bütün ümitsizleri bekleyen ölüm
öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde
(louis aragon)

üç kibrit çaktım karanlıkta arka arkaya
birincisi yüzünü görmek için toptan
ikincisi gözlerini görmek için
üçüncüsü ağzını görmek için
sonra kararttım dünyayı
hatırlamak için bütün bunları
kollarımda sıkarak seni
(jacques prevert)

binbir zambak ekiyorum hayatın tarlalarına
ak alınlı rüzgara binbir çocuk
iyilik tüten güzel sağlıklı çocuklar
ve ufka nasıl bakacaklarını biliyorlar
ezgilerle yükselirken adalar
(odisseus elitis)

benim için hep dingin bir coğrafya oldu bedenin
uysal deniz suyunun gökkuşaklarıyla çevrili
ve sert rüzgarlarına adanmış kız kadırgaların
bin yıllık kepezlerin açığından yelkenler fora
aşıp geçen yıldızların ulu burnunu
(andre verdet)

dudaklar, öpüşler, aşk; her şey yeniden doğar
ölümsüz, o yalın unutuşla
gecenin kızlarıdır yıldızlar
(octavio paz)

"şairlerin gerçek yaşamöyküleri, onların yapıtlarıdır."