16.11.2008

30 şubat

şebnem şenyener

insan tehlike hissedince küçük beyincik bir tehlike olduğu sinyalini verir; ahenksizliği ya da tutarsızlığı ölçen ön kuşak helezonu, "merak etme, endişe edilecek bir şey yok, her şey yolunda" tepkisi gösterir; gülmenin sosyal gruplardaki fonksiyonu gruptaki diğerlerini, kendi soyundan olanları sezilen anormalliğin endişe verici olmadığı yolunda uyarmaktır. yani gülenlerden endişe edilecek bir şey yoktur. bir tehlike sezinlemekte iseler bile gülerek bize endişe edilecek bir durum olmadığını bildirmektedirler.

gülmenin nefes almayı zorlaştıran etkisini, sevişmenin nefes almayı zorlaştıran etkisine benzetenler, gülmeyi, sevecen davranışla aynı kaslara hitap eden bir beyinsel faaliyet olarak değerlendiriyorlar. hayvanlarda gülme durumu çoğu kez av ya da yiyecek karşısında ortaya çıkıyor; mesela, sırtlanın önüne yiyecek koyup sonra çekmeye kalkarsanız gülmeye başlayacaktır. insanların üstünlük ve yiyebileceğini gözüne kestirdiği şeyi görünce gülmesi de sırtlana benzemesindendir.

kumarda en önemli avantaj hiç oynamamaktır.

demokritos, insanların salaklığına çok sinirlenip sürekli alaya aldığı için seneca gibilerinin haksız saldırısına uğramıştır; halbuki insanoğlu tam da demokritos'un işaret ettiği gibi tahammülü imkansız bir dili salaklık üretmeden edemez. bu salaklıklarla alay edilmesi her aklı başında sorumlu entelektüelin boynunun borcudur.

gülmenin zihinsel sebebi ise kişinin kötülükten incinmeyeceğini anlaması, değersizliğinin farkına varması, şaşırmasıdır. gülme, beğeni, sevinç ile aynı gruba dahildir. tiksinme, kızgınlık ve şok da bu grup içindedir. bağırsaklarda düzenli olarak yer değiştiren bir basınç diyaframa vurunca ciğerleri etkiler, hızla değişen aralıklarda hava girişi ve değişimi sağlıklı bir gelişmeye neden olur. hayal edildiği sırada heyecan ve rahatlama arasındaki gidiş gelişler, adale ve sinir sistemi hareketinin düzensiz kasılmaları gülmenin fiziksel nedenidir. koestler'e göre, bir düşünce akışı içinde çıkan beklenmedik gelişme ile bir başka alakasız düşünce arasında ilişki kurulur; bu ani atlama eşit olmayan yerleşik iki matriksin karşılaştırılmasına neden olur; sonuç kendini gülme eylemi olarak ifade eder. ısrar ve aynılığa dayandığından, ifadenin içerdiği duygusal birikimin transferi mümkün olmayınca, enerji, direncin en düşük olduğu kanalları kullanarak dışarı çıkma yolunu bulur. ani ve tümden rahatlama, enerji veren adrenalin maddesini hızla kana boşaltır; gülem ile beyne kan akışı artar, bu nedenle düşünce sürekliliğinde kırılmalar olur, heyecan yaratarak karamsar düşünmeyi engeller.

gecenin ilk rüyası en kısa rüyasıdır. yaklaşık 10 dakika sürer. sekiz saatlik bir uyku sırasında insan bazen kırk beş dakikadan bir saate kadar varan rüyalar görebilir. normal insanlarda rüya tekrarı her 90 dakikaya tekabül eder. fakat genellikle uyanmaya yakın olan rüyalar hafızada kalır. güzel rüya görebilmek için bir rüya günlüğü tutmak gerekir. hayata güvenmiyorsanız, rüyalarınıza güvenin; hayatta cevabını aradığınız sorunlarınızın cevabı rüyalarınızdadır.

müsaade edilen arzular, müsaade edilmeyenler kadar eğlenceli olamaz asla.

kupa kızı gibi evlenirsin, birbirini sevmeyi sürdürürsün bir süre; sonra hayat ağır basar, yorgunluk çöker ilişkiye. söylenecek sözler tükenir. ya da eskiden söylenmesi gerekmeyen söze gerek olur, açıklamalar başlar, sevginin ihtiyaç duymadığı açıklamalar, uzun uzun. ışık söner yavaş yavaş. sonra sevgiyi üfleyen nefes daralır. falan filan..

susmak bilmeyen gürültülü bir kalbin en büyük özlemi sevdiğini sürekli ve farkında olarak sahiplenmekse, bunda başarısızlığa uğradığı zaman yapabileceği tek şey, özellikle de araya yokluk girerse, yeniden birbirlerine kavuşacakları ana dek onu rüyasız bir uykuya sevk etmektir.

hristiyan takvimi, dünyanın güneş etrafındaki hareketine dayanan miladi takvimi kullanır, ayla bir ilgisi yoktur. halbuki hicri takvim adından anlaşılacağı gibi ayın hareketine dayanır. güneşle bir ilgisi yoktur. yahudi takvimi bu iki takvimi birbirine bağlar. ikisini de kullanır. bu açıdan yahudi takviminin ayları ayın hareketine bağlıdır. eski takvim ayla belirlenen 13 aydan oluşuyordu. kadınların regl süresi olan 28 gün, ay takvimiyle özdeştir. hristiyan takviminin 12 ayının bununla bir ilgisi yoktur. 12 iyi peri ve 13. kötü peri, kadınların regl takvimindeki "ölümcül lanetin" simgesidir.

gülüyoruz, gülüyoruz; gülmek bilinçaltını sahiplenmek, savunmak olduğundan, yasaklı bilincimize karşı gülüyoruz.