7.06.2008

iyinin ve kötünün ötesinde

friedrich nietzsche

derin olan her şey maskeden hoşlanır.

en yanlış yargılar bizim için en vazgeçilmez olanlardır.

her seçkin insan, güdüsel olarak, kalabalıktan, çokluktan, çoğunluktan kurtulduğu, onlardan ayrı biri olarak, kural adamlarını unutabildiği, sığınacağı kalesinin ve gizliliğin peşinde koşar.

herkes için olan kitaplar her zaman pis kokan kitaplardır. küçük insanların kokusu sinmiştir onlara. halkın yediği içtiği; hatta tapındığı yerlerin kokması alışılmış bir şeydir. eğer insan temiz hava almak istiyorsa, kiliseye gitmemelidir.

stendhal: iyi bir felsefeci olmak için insan, kuru, açık, yanılsamasız olmalıdır. servet yapan bir banker felsefede keşifler yapmak için gerekli bir karakter özelliğine sahiptir; yani olanı açıkça görme özelliğine.

kimse bir öğretiyi öyle kolayca, yalnız insanları mutlu ya da erdemli kıldığı için doğru saymaz. mutluluk ve erdem birer gerekçe olamazlar.

ortak olabilenin değeri daima azdır. büyük şeyler, büyük için kalacak; uçurumlar, derin olanlar için; incelikler ve ürpermeler incelmişler için; kısaca, tüm, pek az bulunanlar, pek az bulunanlar için.

niçin bugün tanrıtanımazlık? tanrı kendini açıkça anlaşılır kılmada yetersiz görünüyor.

entelektüel ancak tarihle (kendi kişisel yaşantısı değil), dine karşı saygılı bir ciddiyeti ve belli bir ürkek dikkati elde etmeyi başarır; ama duygularını ona şükran duyacak kadar yoğunlaştırsa da, kişiliğini kilise ya da sofuluk olarak var olan şeye tek adım bile yaklaştırılamaz. belki de tam tersi, içinde doğurup yetiştirdiği dinsel konulara karşı pratik kayıtsızlık, genellikle ondaki temkinliliği ve saflığı yüceltir; dinsel konulara ve insanlara dokunmaktan ürker; hoşgörünün kendisini getirdiği ince tehlikelerden sakınmayı buyuran insanlığın ve hoşgörünün derinliği olabilir işte bu.

hristiyanlık, gelmiş geçmiş en vahim türden yüksekten atmadır.

kadın için hakikat nedir ki! başından beri, kadın için hakikatten daha yabancı, itici, düşmanca ne var ki? en büyük sanatı yalandır, en yüce derdi görünüş ve güzellik, itiraf edelim, biz erkekler kesinlikle kadındaki bu sanata, bu içgüdüye saygı duyuyor, aşık oluyoruz.

yalnız, ortalama insanın kendi tipini sürdürüp yaratma şansı vardır, geleceğin insanı onlardır, ileride tek kalacak olanlar.

daha benzer, daha sıradan insanların daima üstünlükleri vardır, hala da var; daha seçkin, daha ince, daha nadide, daha zor anlaşılır olanlar, kolayca yalnız kalırlar; yalnızlıklarıyla her türlü kaza gelir başlarına, çok nadir duyururlar seslerini.

derinden acı çeken her insanın ruh yüceliği ve nefreti; acılara en kurnaz, en bilgenin bile bilebileceğinden daha bilgili kılar onu, sizin hiç bilmediğiniz, birçok uzak, dehşetli dünya tanır, evinde gibidir, onlarda.

büyük bir şeyin ardında olan insan, yolunun üzerinde karşılaştığı herkesi, ya bir araç ya da bir gecikme ve engel sayar; ya da geçici bir mola yeri. birlikte olduğu insanlara karşı, kendine özgü, yüksek dereceden iyiliği, ancak yüksekliğine erişip egemen olduğunda olanaklıdır.

her toplum, insanı, bir biçimde, bir yerde, bir zaman "sıradan" kılar.

en büyük olaylar ve düşünceler -oysa en büyük düşünceler en büyük olaylardır- en geç kavranan şeylerdir. onların çağdaşı olan kuşaklar bu olayların yaşantısına sahip olmazlar; ancak geçip gittikten sonra yaşarlar onları. olup bitenler biraz da yıldızlar alanında olup bitenler gibidir. en uzak yıldızların ışığı en geç ulaşır insanlara; ulaşıncaya dek, insan yadsır varlıklarını -yıldızların varlığını.