19.03.2008

enel hakk'ın hakkı

ilhan selçuk

"insanlar, layık oldukları mevkilerden icabında tereddütsüz feragat edebilirler. fakat o mevkiye layık değillerse orada kalabilmek için ne lazımsa yaparlar ve her şeyi meşru görürler." (mehmet küçük)

devrim şehidi kubilay, öldürüldüğü zaman yedek subaydı. ama esas mesleği öğretmenlikti. yobazlar, kubilay'ın başını kesip isyan bayrağının kargısına taktıkları zaman bir taşla iki kuş vurmuş gibiydiler. gerçi onlar cezalarını çektiler; ama laik cumhuriyetin öğretmenine ve subayına duydukları sonsuz hınç, o günden bugüne azalmamıştır, artmıştır.

ibrahim elmalı: müslüman türk milleti! senin mukaddes değerine saldıracak her kalem, diyanet işleri'nin iman, ahlak ve hakikat kayasına çarparak kırılacaktır, her salyalı dil koparılacak, her mütecaviz bir daha tecavüz edemeyecek hale getirilecektir. buna inan ve bu mana etrafında birleş. en büyük yardımcımız allah'tır.

şeriatçı kelle uçurur. kol keser. kadın taşlar. insan yakar. öğretisinde, kuralında, hukukunda, yasasında ve yaşam biçiminde fetva var. fetva tartışılmaz. uygulanır. anadolu halkı şeriatçının fetvasından ulusal kurtuluş savaşı ve cumhuriyet devrimiyle kurtulmuştu. meğer kurtulamamış. yazarını, aydınını, şairini, sanatçısını yakan şeriatçı hortladı, ortalıkta kol geziyor, devlet örgütünde fink atıyor, yeni yetişen kuşaklardan irtica ordusu kuruyor.

aziz nesin: kadınların çuvala girmesini istiyorlar. niçin? erkeğe karşı korunma değil mi? erkek boğa mı ki saldıracak? ama erkeğin boğaya özenmesini marifet sayıyorlar. gençliğinde boğaya özenen erkek, yaşlanınca öküz olur.

gücü gücü yetene toplum düzeninde düşmanlıklar çağ dışı çelişkilerin zehirli memelerinden süt içer. insan bu ortamda bozulur. zamanla yüzünün anlamı değişir kişinin; gözü kaşı oynamaya başlar; beyinsel üretimi düşman yaratan fabrikanın uğultularıyla çalışır. bir kez düşmanlığın sarmalına dolanan kişi korkunun kuyusuna sanrılarının döner merdivenleriyle iner de iner. artık her köşebaşında bir düşman dikilmektedir.

macit gökberk: 12 eylül askeri darbesi, tüm kültür hayatımıza, üniversitelere çarptı. liselerde din dersi zorunlu hale getirilirken felsefe seçmeli ders yapıldı.

anadolu çocuklarını küçük yaştan devşirip kuran ve hafız kursuyla imam ve hatip turnikesinden geçiremediği gün, şeriatçının siyasal tabanı eriyecektir.

çöl şeriatında kadın, imam olamaz, halife seçilemez, minarede ezan okuyamaz, ikinci sınıf yaratıktır, çuvala girmeden sokağa çıkamaz, mahkemede tanıklık etse yarım insan sayılır, kadının miras hakkı erkeğin yarısıdır, koca karısını pata küte dövebilir.

"atatürk diye sevdiğin adam bizim hilafetimizi yıktı, islamın sembolü olan fesimizi yırttı. önderlerimizi astırdı. medreseleri kaldırdı. hanımlarımızı kızlarımızı açtı. bu millete yaptığı yetmiyormuş gibi bir de allahlık davasında bulundu. her il ve ilçeye bir putunu yaptırttı. bu milleti bu sefer de putuna taptırıyor."

hiçbir şey birdenbire olmadı. önce ezanı arapçaya çevirdiler. dinlediniz. sonra "siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz" dendi. demokrasi sandınız. sonra çığ gibi kuran kursları, imam-hatip okulları açıldı. din dersleri anayasal zorunluluk oldu. kabullendiniz. tesettür arttı, cami sayısı okulları geçti. inanç özgürlüğü saydınız. oruç tutmayanı öldürdüler. şaşırdınız. bilim adamı ve yazarları vurdular. milletvekili ve gazetecileri parçaladılar. şairleri ve dansçıları yaktılar. kimin yaptığını düşünüp durdunuz. en sonunda kapınızı çalacaklar. size kendinizden başka yardım edecek kimse kalmayacak.